Gidecektim
Söze daldım kaldım
Yarısını gitmek aldı
Yarısını kalmak aldı
Sustum durdum
Sözler havada kaldı
***
Yıkayıcı değilim ben seni yıkayamam
İşte hamam, işte kurna, işte tas
Başkası olsa bunu bile anlatmaz
İşte musluk işte su
Yıkan eşşoğlusu:))
***
Ne duruyorsun öyle Abdülhak Hamit gibi
Derdin varsa bize söyle
Biz pazarlamacıyız bir alıcı buluruz
***
Yıkıntıya önce yürek sonra kürek
Akıntıya önce kürek sonra yürek gerek
Ama iki yürek burda bir
Kaç türlü kürek varsa var
Ama ya var ya da yok yürek
***
Yetersiz iyi niyet
Kötüsüne yol açar
***
İçini yazdım, dışını yazdım, bakınız
İkisini bir gözle görseydim olmazdı
Biriniz gibi, hepiniz gibi, ayrıyız
İki gözle bir şeyi görseydim olmazdı
Doğayı paylaşan bitkiler gibi olsaydık
Kimse kimseden bir şey öğrenemez yazmazdı
***
Bir insan olsun, olsunda burada bir insan olsun orda
Nerede olursa olsun, bir insan
Gitse olsun, kalsa olsun, giderse olan, gitsezse duran
Aranır bir insan bir insanı, arar bir insanı bir insan
Söylenemiyor çok şey, susmadan.
***
Ben uzun sözleri sevmem, bir de uzun yaşamlı bunakları
Onlar da beni sevmez, olmamıştır olacakları
Ben uzun anlamları severim, bir de uzun yaşamlı yaşayanları
Onlar da beni sever, olacaklıdır olacakları
***
Bir gün gelir, ben sizlere benzemeyi bırakırım
Bir gün gelir, ben sizlere gitmeyi gelmeyi bırakırım
Bir gün gelir ben sizlere duymayı düşünmeyi bırakırım
***
Soru bir:
Senin yüz fotografın çekilecek. Yüzünde yüz var mı?
Soru iki:
Senin yüz fotografın çekilecek. Sende çekilecek yüz var mı?
***
Düşünmüş olduğunu bir insan değiştirebilir başka bir nedenle
Yaşamış olduğunu değiştiremez başka bir nedenle
***
Bir bütün daha önce çalınır; daha önce kırılır
Daha önce, yarımlardan
Bir yarım vardır; bırakıp da bütünleri
Onlardan daha çok bir başka yarımı kıskanır
***
Akıllı derler aldır, deli derler aldırma
Derler'i öngörürsen, yok bakarlar adama
Sen derler misin ya da deyen misin, de bana
***
Gözün bir bakışa rengini çiziyordu, sesin bir söze ağırlığını
Ellerin bir ele adını çiziyordu, üşüyen sıcaklığını
Bir renk karanlığa adını çiziyordu, karanlık yuvarlaklığını
Bir gecenin gizine çiziyordu yuvarlak parlaklığını
***
Amma da kavgalar ederdik, ne güzeldi
Barışık dargınlıklarımız
Bambaşka bir tadı vardı
***
Ben herşeyi bildiğimi bilirdim de
Seni unutmasını bileceğimi bilmezdim
Söyledim de iyi mi oldu
***
Ben de gittim düşünmeden, senin susmaların gibi
Sonunda saksılardaki çiçeklerin tümü soldu